Üretim tesislerinin zeminleri için gereksinimler sektörlere göre değişim gösterirler. Genelde ağır makinelerin çalıtığı, kimyasal maddelerin dökülebildiği, mekanik darbelere maruz kalabilecek zeminlerdir. Ağır yük ve yaya trafiği yanında kimyasallara da maruz kalan fabrika, üretim tesisi, atölye ve depo gibi endüstriyel zeminler birçok farklı nedenden dolayı deformasyona uğrar ve zamanla yüzeyde aşınmalar, kopmalar meydana gelebilir.
Üretim tesislerindeki yüzey bozuklukları, forklift vb araçların ve taşınan malların devrilmesine, arızalanmasına ve iş güvenliğine zarar verebilir. Ayrıca beton yüzeyde oluşan tozuma da, üretilen ve depolanan malzemelerin verimliliği ile makine ve çalışanların performanslarını olumsuz etkiler. Başta gıda sektörü olmak üzere birçok üretim tesisinde kullanılan kimyasalların, zemini aşındırması sonucu üretimde aksamalar meydana gelir, yüzeyde oluşan tahribat ise ortamın hijyenini olumsuz yönde etkiler. Ağır yük ve aşınmalara maruz kalan zeminlerin onarım ve yenilenmeleri ise çoğu zaman ciddi zaman ve maddi kayıplara neden olur.
Bu nedenle fabrikalar, depolar, üretim tesisleri, atölye gibi endüstriyel zeminlerde yüksek mukavemetli, aşınma direnci yüksek, kimyasal dayanımı olan ve hatta kaymazlık sağlanan yüzeyler aranır. Kalıcı bir çözüm için, uygulama alanının ihtiyaçları, zemininin yapısı ve performans beklentisi tam olarak belirlenerek endüstriyel zemin sistemlerinin doğru planlanması önemlidir.
Endüstriyel zeminlerde farklı kalınlıklarda çeşitli renk seçenekleri ile isteğe göre düz veya tekstürlü uygulanabilen işlevsel özellikte, uygulama alanının ihtiyaçlarına ve zeminin yapısına göre farklı kombinasyonlarla kalıcı çözümler sunan, iç mekânlarda kullanıma uygun Epozem çözümleri güvenle kullanılabilir.
